Prof. Dr. Serdar HAN
Göğüs Cerrahisi Uzmanı
Prof. Dr. Serdar Han Hakkında
Otuz yılı aşkın bir süredir mesleğini ve insanları severek ve büyük bir özveriyle çalışan Dr. Han, Ankara'da Göğüs Cerrahisi ve Hastalıkları alanlarında birçok hastane ve üniversitede görevler almış bir Hekim 'dir.
Başlıca ihtisas alanları; Akciğer Kanseri, Yemek Borusu (Özofagus) kanseri ile birlikte spesifik olarak Torasik Outlet Sendromu (Omuz Kapanı Hastalığı), Göğüs Duvarı Deformiteleri ve Aşırı Terleme Tedavisine bağlı;
Klipsli ETS, Kapalı Cerrahi İşlemleri gibi birçok konuda hastalarına yardımcı olmuş ve olmaya devam etmektedir. Ayrıca Ankara' da adından sıkça söz ettirmiş ve Göğüs Cerrahisi ve Hastalıkları kapsamında;
Akciğer Kanseri, Akciğer Enfeksiyonları, Plevra (Akciğer Zarı) Hastalıkları, Trakea (Hava Yolu) Hastalıkları, Pektus Ekskavatum(Kunduracı Göğüs) Rahatsızlıkları,Özofagus (Yemek Borusu) Hastalıkları, Endoskopik İşlemler, Mediasten Hastalıkları, Toraks Duvarı Hastalıkları gibi bir çok konuda sayısız hastasının sağlığına kavuşmasını sağlamıştır.
Uzmanlık Alanları
Akciğer Hastalıkları
Akciğer Kanserleri
Günümüzde Akciğer kanseri tedavisinde cerrahi de gelişen yeni teknoloji sayesinde ve beraberinde kemoterapi alanında ki akıllı ilaçlar ve radyasyon onkolojisinde ki ilerlemelere paralel olarak daha yüz güldürücü sonuçlar almaktayız. Dünya da hem erkeklerde hem de kadınlarda en sık görülen tümörler arasına yer almaktadır.
Bu Tümörler Nelerdir? Akciğerde İyi Huylu Tümör, Akciğerde Kötü Huylu Tümör, Akciğer Metastazik Tümör, Akciğer Nadir Tümörleri.
Torasik Outlet (Çıkış) Sendromu
Kültür sonuçlarına göre günümüzde gelişmiş antibiyotiklerin yaygın olarak kullanılması sonucu akciğer enfeksiyonlarına cerrahi gereksinim çok azalmıştır. Bununla beraber ilaç kullanımına rağmen düzelemeyen cerrahi tedavi gerektiren hasta grubu halen mevcuttur. Bunlar ampiyem, akciğer absesi, bronşektazi, kisthidatik vb hastalıklarıdır. Cerrahi tedavi yapılan bu hastalarımızda iyileşme oranı çok yüksektir.
Özofagus Hastalıkları
Plevra, akciğer zarının adıdır. Çok ince bir zardır. Biri akciğer üzerini örten iç zar (visseral plevra) biride akciğer dışında göğüs kafesinin iç yüzünü örten dış zar (parietal plevra) vardır. Bu iki zar arasında birbiri üzerinde rahatça hareketlenmesi sağlayan ince bir aralık ve kaygan bir sıvı olan steril bir alandır. Bu bölgede biriken sıvı, hava, enfeksiyon ve kendine ait kötü huylu tümörleri hastalığa sebep olmaktadır. Cerrahi tedavi ile bu hastalıkların çoğu tedavi edilebilmektedir.
Mediasten Hastalıkları
TOS halk arasında omuz kapanı hastalığı olarak bilinen bir rahatsızlıktır. Bu hastalarda baş, boyun, omuz, kol ve ellerde uyuşma, ağrı, güçsüzlük, karıncalanma şikayetleri bulunabilir. Ellerde ve kollarda şişme olabilir. Ancak bilinmesi gereken en önemli konu bu şikayetlere sebep olabilecek çok rahatsızlık vardır. Bu nedenle göğüs cerrahisi, beyin cerrahisi, fizik tedavi uzmanı ve nöroloji uzmanı ile birlikte titizlikle değerlendirilip gerçek sebep ortaya konmalı ve tedavi ona göre planlanmalıdır. (boyun fıtığı, boyun düzleşmesi, kas romatizması, sinir sıkışması gibi)
Özofagus, halk arasında bilinen ismiyle yemek borusu, ağız boşluğunu mideye bağlayan, kas yapısında bir tüptür. Yemek borusunun iyi ve kötü huylu hastalıkları mevcuttur. En sık görülen şikayetleri güç yutma (disfaji), ağrılı yutma (odinofaji) ve takılma hissidir. Cerrahisi özellikli bir ameliyattır. Cerrahi tekniklerde ki ilerlemeler, kemoterapi ve radyoterapide ki gelişmeler sayesinde sonuçlar daha yüz güldürücü olmaya başlamıştır.
Mediasten veya mediastinum göğüs kafesinde yer alan, akciğerlerin arasında kalan, kalbin dışındaki kalan bölümü ifade eder. Boyun alt kısmından diafragmaya kadar uzanan bir bölgedir. Burada yaygın olarak damarsal, sinirsel ağlarla birlikte çok sayıda lenf nodları bulunmaktadır. Bununla beraber ön tarafta timüs bezi arkada da yemek borusu ve orta da soluk boruları bulunmaktadır. Bütün bu saydığımız oluşumlara ait hastalıklar görülebilmektedir. Ve bir çoğu cerrahi tedavi ile düzeltilme şansına sahiptir.
Hava Yolu Hastalıkları
Ana hava yolu (trakea) , ikiye ayrılarak sağ ve sol hava yollarına ayrılır. Bunlarda her biri akciğerlerin anatomik özelliği gereği sağda üçe, solda ikiye ayrılır. Hava yollarında ki tıkanma ve darlıklar hastada ciddi nefes darlığı, kanama (hemoptizi) ve bol balgam çıkarma ile karşımıza çıkabilir. Soluk borusunun kötü ve iyi huylu hastalıkları mevcuttur. Cerrahi tedavisi başarı ile uygulanmaktadır. Ancak cerrahisi özellik gerektiren bir cerrahidir.
Toraks Duvarı Hastalıkları
Toraks duvarı, kemik ve kaslardan oluşan kalp ve akciğerimizi koruyan , nefes alıp vermemizi sağlayan yapılardır. Kemik yapısını kaburgalar ve sternum (iman tahtası) oluşturmaktadır. Toraks duvarının doğuştan gelen anomalileri (kunduracı göğüs, güvercin göğüs), iyi huylu tümörleri (kondrom, lipom, osteom), kötü huylu tümörleri (kondrosarkom, osteosarkom,
abdomiyosarkom vb) olabilmektedir.
Bu hastalıklarında tedavisi cerrahi olarak yapılabilmektedir. Özellikle kunduracı ve güvercin göğsü son zamanlarda uygun vakalarda ameliyatsız yöntemle (vakum bell) tedavi edilebilmektedir.
Endoskopik Girişimler
Endoskopik girişimler optik cihaz , ışık kaynağı, kamera ve monitör kullanılarak vücudun iç organlarını incelemek, örnek almak ve gerekirse tedavisini planlamak için yapılan girişimlerdir. Hastalara daha az ağrı ve sıkıntı veren yöntemlerdir.
- Bronkoskopi
- Özofagoskopi
- Mediastinoskopi
- Mediastinostomi
- Videotorakoskopik Girişimler
Pektus Ekskavatum Rahatsızlığı
Kunduracı Göğüs
Uygulanan Kapalı Cerrahi Girişimler
Göğüs ön duvarı dediğimiz kaburgaların kıkırdak kısmı ve bunların bağlı olduğu iman tahtasının (sternum) içeriye doğru çökük olması sonucu oluşan tabloya kunduracı göğsü denilmektedir. Birçok şekilde karşımıza çıkabilmektedir. Genellikle çocukluk çağında başlar, ergenlikle boy uzamasıyla beraber belirginleşir. Kunduracı göğsü deformitesi bulunan bir çocuğun mutlaka sırtında kifoz, skolyoz (kamburluk, eğrilik)olup olmadığı kontrol edilmelidir. Daha az görülmekle beraber diğer önemli bir konu da akciğer ve kalp fonksiyonlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Ailelerin en büyük korkusu kalp ve akciğere zarar vermesi konusudur. Bunun için ileri tetkikler yapılmaktadır. Sanılanın aksine çoğu kunduracı göğsü olan çocuklarda kalp ve akciğer sıkıntısı olmamaktadır. Konu daha çok estetik hale gelmektedir.
Göğüs Cerrahisi’ nde kapalı ameliyat yöntemlerinin en bilinen ve yaygın olarak kullanılan yöntemi Video yardımlı göğüs cerrahisi operasyonlarıdır. video asistedthoracicsurgery- VATS). VATS yöntemi ile artık günümüzde her hastalık için uygun koşullarda ve uygun hastalarda yapılabilmektedir. Bu yöntemin en önemli avantajı ağrıyı azaltarak hastanın daha hızlı toparlanmasını sağlamaktır. Her geçen gün aletlerdeki gelişmelere paralel olarak cerrahi ekibinde tecrübenin artmasıyla başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Diğer bir kapalı yöntem ise robotik cerrahi uygulamalarıdır. Çalışma prensibi VATS yöntemi ile aynıdır.
Aşırı Terleme Rahatsızlıkları
Aşırı Terlemede
Cerrahi Tedavi Yöntemi
Genel Vücut Terlemesi
Koltuk Altı Terlemesi
Aşırı terlemelerde ameliyat öncesi uygulanan medikal tedaviler (krem, ilaçlar ve losyonlar), iyontoforezve botox gibi yöntemlerin başarı sağlayamaması veya yeterli olamaması durumunda ameliyat yöntemleri başarı ile uygulanmaktadır. Ameliyat günümüzde rahat bir şekilde yüz güldürücü sonuçlarla yapılabilmektedir. Cerrahi tedavi halk arasında kapalı ameliyat dediğimiz VATS yöntemi ile yapılmaktadır. Ameliyatta uygulanan çoğunlukla klipsli ets (endoskopik torakalsempatektomi) yöntemidir. Bununla beraber gereken durumlarda koterizasyon ve kesme işlemi ile de bu ameliyat yapılmaktadır. Çok nadiren bazı vakalarda kapalı ameliyata uygun olmama durumunda açık ameliyat ile de sempatektomi işlemi yapılmaktadır.
Genel vücut terlemesi bedenin yaygın olarak her yerinden terlemesidir. Baş, boyun, göğüs, sırt. Bel, karın, bacaklar, eklem yerleri ve ayaklarda yaygın terlemelerle karşımıza çıkabilirler. Genel terlemeler de genellikle altta yatan bir sorun olabilmektedir. Bu nedenle detaylı muayene ve kan tetkikleri yapılmalıdır. Eğer sorun tespit edilebilirse, bu sorunun çözümü ile genel terlemelere çare bulunabilmektedir. Yaptığımız kapalı ameliyat, klipsli ets yöntemi genel terlemede etkin ve çözücü bir yöntem değildir. Bu yöntem sadece yüz, koltukaltı ve el için olan terlemelerde başarılı sonuçlar vermektedir. Beraberinde ayak terlemesi de mevcutsa hastada terlemenin bu ameliyat ile azaldığını belirten hastalarımız mevcuttur.
Aşırı koltukaltı terlemesi toplumda sık görülen ve rahatsız eden terlemelerdir. Kapalı bir alan olmasına rağmen giysilerimize kadar çıkan seviye de olabilmektedir. Kokuya sebep verebilir. Özellikle kadın hastalarımızda belirgin konforsuzluğa sebep olmaktadır. Günlük yaşamı ve sosyal hayatı olumsuz olarak etkilemektedir. Koltukaltı tek başına olabildiği gibi el , yüz ve ayak terlemesi ile beraber olabilir. Kapalı ameliyat, VATS ets, klipsli ets yöntemi ile uygun vakalarda güzel sonuçlar alınabilmektedir.
Ayak Terlemesi
Aşırı ayak terlemesi de toplumumuzda sık olarak görülmektedir. Aşırı ayak terlemesi olan insanlar da diğer bölgelerde de eşlik eden terlemeler görülebilmektedir. Ayak terlemesi de kişi için çok konforsuz ve sağlıksız ortama sebep olabilmektedir. Özellikle ayakta, mantar ve enfeksiyon gelişimine sebep olmakta; bu da kötü koku ortaya çıkmasına sebeptir. Sadece ayak terlemesi olan hastaların tedavisinde medikal, iyontoforez ve botox tedavileri yanında bu tedavilerinin etkisiz ve/veya yetersiz kalması durumunda sempatektomi ameliyat yöntemi uygulanabilmektedir.
El Terlemesi
El terlemesi en sık görülen ve göz önünde olan terlemelerdir. El terlemesi olan kişilerin, sosyal ve iş hayatında ciddi sıkıntılar çektiği bilinmektedir. Genelde el teması gereken ortamlardan uzak kalmayı tercih ederler. Ellerinde devamlı bir peçete bulundururlar. Rahatlıkla yazı yazamazlar, bir cismi rahat tutamazlar, müzik aleti çalamazlar ve tokalaşmaya çekinirler. El terlemesi olan kişilerde beraber elde üşüme ve soğuklukta görülebilmektedir. El terlemelerinde kapalı ameliyat, sempatektomi, klipsli ets, VATS ets yöntemi ile çok başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Yüz Terlemesi
Yüz terlemesi sık görülen ve göz önünde olduğundan çok sıkıntı veren bir rahatsızlıktır. Hemen hemen her yerde karşımıza boncuk boncuk terleyen insanların çıkması mümkündür. Bu terlemeler o kadar fazla olmaktadır ki saçlarının içinde, boyunları, sırtları, omuzları ve giydiği gömlek ve kazak yakasına varacak kadar sırılsıklam olabilmektedir. Kapalı ameliyat, sempatektomi, klipsli ets, VATS ets yöntemleriyle uygun vakalarda güzel sonuçlar alınmaktadır.
Refleks Terleme
Refleks terleme, bütün terleme ameliyatı olacak kişilerin mutlaka bilmesi gereken bir durumdur. Bu konunun hasta tarafından iyi anlaşılması çok önemlidir. Gerekirse tekrar tekrar sormalı ve araştırmalıdır. Refleks terleme basitçe anlatmak gerekirse bir yerdeki terleme kesildikten sonra başka yerin terlemesidir. Bu vücudumuzun fizyolojik bir yanıtıdır. Hemen her hastada görülür. Burada farklı olan görülme dereceleridir. Bu durum bazılarında şiddetli, orta veya hafif olmaktadır. Refleks terleme ana gövde de (göğüs, sırt, karın, bel, kalça veya bacaklar) herhangi bir yerinde görülmektedir. El, koltukaltı, yüz ve ayakta refleks terleme görülmez. Refleks terleme tedavisi ile ilgili halen söylenebilecek tam bir tedavi yöntemi yoktur. Çalışmalar devam etmektedir.
Klipsli ETS
Klipsli ETS; kapalı ameliyat, sempatektomi, VATS ets olarak adlandırdığımız ifadeleri kapsamaktadır ve aynı şeyi ifade etmektedir. Ameliyat yöntemine verilen addır. Klips; kullanılan materyalin adıdır. Niteliği titanyumdur. Vücuda herhangi bir zarar vermez. Tomografi veya MR çektirdiğinde sorun oluşturmaz. Klipsler konulduktan sonra kolay kolay yerinden oynamazlar.
Göğüs, Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi Ankara